18 Temmuz 2015 Cumartesi

HEMZEMİN


Değmedi tenine henüz bir gezegen
Sürünerek çıktığı tüneli anımsadı
Yaralarını sayamıyordu artık, onlardan dahi uzaktı
Oturdu öylece yakamoza aldanmadan
Ve düşerken yazdığı bir şiiri anımsadı
Henüz tutmadığı ellerinden
Bilhassa yasaklı Cumhuriyet şairlerinden
Sidik yarışından usandığı her anın çalımından
Antrenmanda vasatlığımı yüzüme vuran Bulgar hocadan
Dan, dan ve dan
Güzel bir kadından hoşlanır gibi bakıyordu silahlara
Ruhunun kazan dairesinde yaktıklarından anlaşılıyordu bu
Mevsimler gibi o da değişiyordu

Bir sahaf kokusunu sakladı çantasına Orhan Veli’den
Uzandıkça kök salan çimlerine bakakaldı
Bir akşam vakti tüm olup biten onun yüzünden gibiydi
Yüzü öyle karmaşık ve güzel
Yüzü İzmir kadar keyfe keder
Sakladığı tüm ayrıntılarda kaybolacak oldu
Hep bir yere yetişecekmiş telaşı bu yüzden

Değmedi tenine henüz bir gezegen
Elinden geldiği kadarıyla dağlıyordu manzarayı
Bir yangın merdiveni edasıyla mecburdu
Frekansı buluncaya dek kesti bileklerini gökyüzünün
Çokça yağmur yağdı balkonuna hüznünün
Yetiştirdiği tüm saksıların nefretiydin
Sen, muğlak vagonlu rahvan bir tren
Tam dört kırkta düdük çalarak geçtin şehirden
Herkes biliyordu hep vakitsizdin ezelden
Mevsimler gibi değişmiyordun sen

Ali Özmen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder