30 Kasım 2018 Cuma

VELVET





Saklan saklan içinde yalnızlığının,
Yaldızlı bir kalemde kekeme bir Kosmos
Ecnebi memleketlerin yağmurlarından
Keşmir ormanlarına
Süzülen bir moloz nehri
Kursağında nefretin
Ve çok bilmiş ebeveynlerin kendi hikâyelerinde tutunmak için
Aram adında bir arabacının yemlediği soysuz bir at olmak
İşte tüm yolların kesiştiği
Göç yollarının önemini anlatan
Ve anlattıkça anlatılan bir saklambaç

Saklan saklan içinde yalnızlığının
Ters çakmış nallarını atının
Yıldızlar anlatmış zemheri
Altında bir zeytin ağacının
Yeni bir lisan öğreniyor engerek
Sana sorsam ne gerek var dersin
Çünkü ağrı dolu o akşamın
Bu devirde gerçekten yanan bir sobanın
Yalnızca uykusu gelirdi
Ama öyle olmadığı anlaşıldı
Odun kapının tırkazından çıkan seste
Bir yabancı inmişti avluya
Avlu o bahsettiğim Kosmos kadar derinleşen aksak sesleriyle bürüdü heyecanı
Cinler saklandı birden
İnsanlar kulak kesildi
Yaşanan kötülükler geldi akla
Kırgınlıklar, konuşulmayanlar
Kapı açıldı bir kere
Artık açılmamış gibi yapamazdı kimse

Duvarda asılı London çifteyi doldurdu
Misafiri böyle karşılayacak ve anlayacaktı
Yüzü atkı ile siper, paltosunda bir mavzer
Canavar, ölüm ya da cemre
Uyandım odun kapının tırkazından çıkan sese
İzledim camdan bir süre
Ardından sarıldım çifteye
Alındım atılan bir el fişeğe
Vurulan bendim
Saklandım içinde yalnızlığımın
Ruhumun protezleriyle kıvrandım
Mezarıma yağmur yağıyor
Uyandım.



-El Fatiha.






Ali Özmen.