Neon gazlarını eskiten bir ara
sokak vardı
Üstelik ben de sikliyordum
insanları, Beckett geç kalmıştı
Soğuk ne kadar özlenirse o kadar
yazdım olanları aklıma
Sonranın tiksinti verdiği bir ana
eğilip ama koydum
-Ama.
İnanmazsın bir zaman;
Kudüslen bir bildim sevdayı
delindi böğrüm
Kuş kanattı, kanatlandıkça
sonradan irkildim
Yakarca sen hiç otobüs bekledin mi
ömründe?
Kristal sana ne anlatır yağmurlu
bir günde?
-Ben çok bekledim.
Yılkı nüktedan bir dirayetle
bozkıra geçen
Alargada pas tutan bir söylemdin âh
ki sen
Herkesin bildiği kimsenin kutsal
bir kitapta aramadığı
Eksik bir evrak gibi saplandım
vakte ve sana
Durmadan davrandım, tutukluk yaptı
yol
Paraşütsüz atlayınca, kaldırımdan
inmek kolay geliyor
Uyan İgor, seni anlamaya geldim
Bahçende ne garip isimde köpekler
var
Sakın sen anlatıp durma
Olanları kafaya takmayacak kadar
sarhoş ol
Bazen bir fotoğrafın yokluğu dahi aynadan
taşıyor
Bense kaybettim,
Yoldan çıkmanın saksı tavırlarıyla,
Tutkal gibi elde edilmenin
karmaşıklığı
Hudut, aklımda bir tebessüm ve
seyrek
Kafam allak bullak;
Bir tufanın gururu kırılmış göçmen
kuşların geç kalışında
Aynı anda gagalarında zeytin dalı
ve bir diğer uçta
Kırk şilin için iç geçirmiş bir
dilek çeşmesinde kurna
Ne yapmalı da güldürsün yüzümüzü
hasat, kalktığında?
Beklemeli mi Endülüslü tüccarı?
Çırpındıkça içine çeken; hayat sanki
bataklık, insan kılığında
Endülüs’ten kalkıp gelen kim varsa
başka diyara
Sofrayı toplasın, artık yeter
Neon gazlarını eskiten bir ara
sokak vardı
Duvarda asılı olan yeşil
Yağmur altında parlayan ’Çıkış’
yazısının
Hayatıma muhakkak bir mesajı
vardı.
Ali Özmen.
2015 yılında yazdığım bir şiirdir, revize edilmiştir.
KHARON DERGİ 2. SAYI'DA YAYIMLANMIŞTIR.