Ben;
Adını taç
yapmış bir çiçekten kopardım seni
Üstelik tüm
yaprakları tutarsız hüzünlere
Geç saatlere
ve herhangi bir aşktan uzak
Soyka
kelimesinin anlamını bilmeyenlere adanmış
Senden;
Gidiyor
olmanın buğusunu gözlerimden sildim
Kafamın
içindeki tüm kadınları sildiğim gibi
Ansızın
odamın içinde beliren bir şiir gibi
Çekindim
seni üzmekten,
Adını hep
baş harfim bildim
Bilmediğim
şehirlerin ayazına direndim
Kayboldum;
Mesela bir
gün Eskişehir otogarında unutuldum
Çok sevdiğim
bir film tarafından
Ankara
Gar’ının o puslu havasını Sincan’da anladım
Çok geçti;
Belki
mevsimlerdir tahayyülünü eksik kurduğum
Kurmakla
meşhur olduğum terk edişleri
Bir tek
sende unuttuğum gerçeğini sıyırdım dilimden
Tenim
diyemiyorum çok eksildi o gece
Gizlice
çıkıp gittiğim şehirlerden utandım
Belki de
aynı şeyleri yaşattığım kaç beden vardı?
Gece bile
bitmişti;
Adını
koyamıyorum artık hiçbir karakterimin
Öncesinde
sen üzülme, kıskanma diye
Şimdi ise
her saniye aklıma pusu kuran
Gözlerine,
bir çift söz
Boğazımdan
bilincime, düğümleniyor diye
Penceremin
buğusundan;
Bir kış
ıslanıyordu, eskiden tıpkı gözlerim
Ben verdiğim
sözleri tutmakla,
Terörün kol
gezdiği topraklara
Bir umut
gibi yeşerdim aynada
Sen yine
kalbimin meydanında
Sinsice
infilak ettin
Gözlerine
yakın;
Herhangi bir
kaldırım kadar
Bekledim
gelip sökmelerini
Bedenimden
seni
Beni
bedenimden ayıran;
Sahnenin
ortasından atlayacaktım
Düşecek gibi
oldum, eğer düşseydim
Bunu bir
daha asla yapmayacaktım
Obsesif bir
kadının küfür ettiği o an
Bastığı
çizgiler kadar
Manik haline
gelen kayboluşları
Kuruyan gözyaşları
Sanki sözlerindi;
Saatin bu
kadar geç olmasına sebep
Arka
sıralarda bekliyordum ben hep
Bir kuyruğun
anlamını ikiye bölen
Ardı sıra
bir plasebo etkisinin
Hep
bekleyeceğim yalanından ziyade
Kalbimin bir
odası artık hep senin.
Ali Özmen.
Ben, senden
kayboldum
Çok geçti,
gece bile bitmişti
Penceremin
buğusundan
Gözlerine
yakın
Beni
bedenimden ayıran
Sanki
sözlerindi.