4 Kasım 2019 Pazartesi

ÇETREFİL



Medet;
Cephelerde artık kalmadı sureti
Neyin savaşını veriyorsa derhal soyunanlar
Aslında onun giyimli kuşamlı düşmanı
İnandırdılar bizi, bizler inandık
Elbet var bu zehre ortak bir yanımız
Kasırgalar, boynumda kopan tufan
Anlatacağım diye bu cendereyi
Aklımın debisinde boğuldum

Hayatım şimdi yüzde yirmi beş daha ucuz
Bir kampanya var
Sahnede uçuşan tüyler
Sürekli ünleyen kedim
Kampanya!
Zorla buraya getirilmiş olmamın
Hayat denilen döşeğin
Ancak kalmadı artık
Boylu boyunca uzanan cümleler
Neresinden tutarsan tut elim değil
Ya Rab!
İçimizde kopan bu tufana yer yok mu?
Zamanından bir ferahlık
Bir an, bir soluklanma
Ağzında zeytin dalıyla bir kuş yok mu?

Bu döngünün eğimi
Bir duruşma salonunun küheylan vahşeti
Buraya gelişimin bir sebebi vardır
Elde tebeşir, yanakta tebessüm
Bir sebebi vardır çocukların ölümünün
Var mıdır?
Varsa eğer bu çok yalın bir anlatımla
Kan kusarken konuşulmalı
Akla gelmez bir piyano çalınmalı
Tüm anlatının sonunda
Varsa da, var denmemeli

Elde tutmaya benzemez bu bir gönül meselesini
Yahut kaçıp kurtulmakla durmaz haykırış
Avutulmuş olmak ortak noktasıdır hepimizin
Avunmuş olmak değil
Çünkü elde tutulmaz akış
Zaman ve su parmaklar arasından giderken
Buraya gelişimin elbet bir sebebi vardır;
Yerimi yadırgadım, yola inandım
Aman vermez şehirler ve şiirler
Medet.


Ali Özmen.


2 Kasım 2019 Cumartesi

BULUT DİRGENİ







Çamurlu yolları bilenlere;
Bu kıskanış sizden alınmaz
Yağmur bulutların tohumu
Ekilmez alnımda çağa değen rüzgar
Bir şiir ki evlattır
Her şair babadır biraz
Babalar evlatlarıyla kucaklaşamaz
Henüz plastik yokken böyleydi
Toprak günü, çeyiz kavağı ve saban
Akla gelmez çaresiz kıvranan o zaman
Buraya kadar her şey tamam
İstemem, eksik olsun-
Peşinde ardın sıra kadim hikayeler atlatmaya
Razı oldum
Razı oldum evimi arkamda bırakmaya
Bahçesinde zeytin ve nar ağaçları
Avlusunda tek bir ceviz
Salıncak kurardık bayramlara
De ki; aksim yer ve gök arasında
Bir sandal küreksiz
Aksi gibi aksiyim üstelik kimsesiz

Elimde kalan;
Kışın içtiğim sigaranın akşamüstleri
Biraz daha biriktirsem
Belki yanağında busenin izleri
Dedikodu gibi dağıldı dağın yamacı
Şimdi ne yapmak gerekse sen söyle
Vakit yok el yordamıyla bulmaya
Kalan vaktini bir ömrün anlamaya
İzledi uzaktan olan biteni
Göğün ilk yıldızlarıydı kuşatan
Yürüdü şehirler yıldıran istikamette
Keşke bir şair o gemiden inse
Anlatsa çamurlu yolların revanlarını
Yazık ki tükendi diye anılan
Dünya'ya mültecidir Ademoğlu
Bu kıskanış sizden alınmaz.




Ali Özmen.