4 Eylül 2012 Salı

Yarım kalmış



Üçüncü piyesinde anlatmak istiyordu
Herkesten bağımsız bir klişeyi
Tebessümleri öyle taşıyordu ki neşeyi
Dudaklarına bakan umut gibi kırılıyordu

Dışarıdan gelen çay bardağı ve kaşığı
Sesleri sevişiyordu yalnızlığıma
Ben tam da bu saatlerde
Bir adım daha yakışmıştım sana

Bir geminin pupasına pençemi geçirdim
Herhangi bir ayrılık değildi bu
Bundan sonra geceleri
Hep senin yalnızlığınla aldatacaktım

Kelebeğin kanatlarını delmişler!
Orda doğuya yakın bir macuna yapışmış
Örümceğin ağındaki Ortadoğu
Seni sora sora yıkılıyorken
Bağdat çoktan unutulmuş

Adı geçmiyordu artık sokağımdan
Öyle insanlara üzüldüm diye mi?
Bilmem.
Sanırım petrolden bahsetmeyecektim
Çünkü tebessümü, atları tekrar yollara döker
Arabalar petrole bulanır yanar gider
Öyle saf ve temiz bir yeşili eksik dedim
O da gözlerindeydi

Emin değildim yeşil mi?
Yoksa mavi mi?
Çünkü tuhaftı bu mesafeden
Hele ki kalbimdeki gedikle imtihan ederken
Sokaktaki akyuvar sayısı artıyordu sinsice
Sokaklar tenimin içinde!
Kanım sana kaynıyordu
Hele ki yokluğuna
Üstümü örttüm, uyuyacaktım
Gözlerimde bir pitoresk gibi belirdin;
Penceremin sokağa bakan hüznü bile
Yarım kalmış.

Ali Özmen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder