22 Ekim 2019 Salı

LIQUID





Boynumdur direnen, sokulmasıyla hayatın
Cüretkarlık, meskenimde anlatılmazdı
Ve yaklaşan keskinlikte, tehditkâr sevgin
Anlatılmazdı, sokakların dilinden köpekler
Soyunmak bir yolculuğa, ayıplanmazdı
Mesela anlatmazdı Kharon parayı nasıl harcadığını
Ama ben anlattıkça anladılar bir ömür nasıl harcanır
Ellerim vardı, onları saksılara dikerdim
Uzun yolları, uzun bekleyişler için öderdim
Peki neydi ellerimi kaybetmeme neden olan
Ve sürekli yeniden çıkaran onları, neden?
Sarılmayı bilmezdi ruhum hep köşe bucak
Oysa yerini bir kez bulsa oraya kurulacak
Hadsiz ve utanmaz derlerdi eminim çıkarlarına uymasak
Şefkat, bir sınırı betimliyor diye
Ölüm sınırları mesken tuttu
Sınırlar perçinledi, çelik kabzalarını şehirlerin
Ruhumun içindeki kanser ve onun içindeki avluya
Açılan kapılar, tahta tırkazlar, boyuna misafirlikler
İşte böyle nüksetti yaşamak
Bir yaz gecesi ihtiyarın yalnızlığında
Saklanan telaş, yetmiyordu açıklamaya
Orada olmak ve oldurmak gerekti olmayanı
Ayrılığın ağdalı yanı susulandır
Ki yoktur susulmayan bir kara sevda
Burada bir ihanet doğar ve dahi ölümdür
Ölmeyi korkuyla kavrayan insan konuşur çünkü
Konuşur ve aslında istediğinin bu olmadığını anlar
Ama konuşmuştur bir defa yoktur dönüşü
Böylece dile düşer, söyleşir insanlar
Onlardan türkü yaparlar
Sokaklara, köylere ad takarlar
İnsan doğumuyla bilir tüm bunları
Ölümün şiddetiyle unutur


Boynumdur direnen sokulmasıyla hayatın
Hasat, imkansızlık ve muhabbet
Anlaşılmaz olan damağımda bıraktığı o müspet
Karanlıkta durmadan çift süren
Ve öldüğünde göğsünden vurulmuş olan
Razı olmadıysa kimse senden
Sen razı ol herkesten
Çünkü ben öç almanın tadıyla kavrulan
Nimetlerin zehriyle savruldum
Yakın gelmez bana bu savurganlık
İki dik yamaç arasında seyredilen
Bir zamandır aklıma dolanan
Eskimiştir yüzüm, yeryüzünün kuşatılan yüzsüzlüğünde
Şimdi ise bayındırlık, bolluk ve yitirilen muhabbet
Anlaşılmaz olan aynalarda bıraktığı menfi hayret!




Ali Özmen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder