Ses tonun, cehennemimde son yaprak düşüşü
Özle beni sonbahar ki ormansızım artık
Karanlık bile yeminsiz, faili kör, bir bıçak misali
Çaresiz, bir saksının göğsüne gömmek için ellerimi
Bilhassa fesleğen kokulu düşlerine boşalmak için onun
Kötü adam rollerine öykündüğüm
Aralık'sız beş, bilemedin on Kasım'dı
Öyle zamansızım anlayacağın öyle denizsiz
Diyelim ki bir düşüştü bu ve dönecek yalnız kimsesizliğimiz kalmıştı
Kalmıştı!
Konuşacağımız bir şeyler muhakkak kalmıştı
Ve biz...
Biz olmaktan sıyrılıp düşman kavimlere gönderilen iki peygamber
Biri dilsiz diğeri kör iki tanrı olup çıkmıştık
Dokunsak bir kapı çarpıyordu ardımızdan
Veba nüksetti şehirsizliğimize, şiirsizliğimize değil
Bu demek oluyordu ki dibiydi çektiğimizin, umut
Ve unut!
Yalnızca göz renklerimiz uymamıştı diktirdiğimiz perdelere
Biliyorum hayalsizim ama artık sana bir mektup göndermeliyim
Ben,
O umutsuzluğun
Yitip giden, sevgilerle
Ali Özmen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder