23 Kasım 2013 Cumartesi

RAY




Ray

Şehrin tüm ışıklarının kapandığı o malum an
Ruhum hemzemin yorgunluğunu bir ağacı selamlamakta bıraktı
Yazıp silinen her şeyi anlatacak kadar ucuzdu bu yolculuk
Bir dağ gibi tensiz kalıyordu gece
Dingin bir rüzgar saklanırken ardımıza sinsice
Bir revolverin dolu tarafından bakmak istedim

Henüz gelmemiş belki de hiç gelmeyecek bir vakit gibi
Mevsimsiz bir aydınlatma direğine astım mola sancılarımı
İşte belli belirsiz bir şafak!
Uykusuzluğumuz gibi duran bulutlar
Ben annemi çok özledim
Ufka doğru azad edilmiş bileklerim ve eksik bilincim
Kafiyesizliğime uzanıp iki dağ arasında
Seninle uzatamadığım o iki laf arasında
Belki de gecenin tam yarısında
Durdum.

Neden kimsesizdir bu yol boyları diye düşünürken kurduğum
Hikayelerin yolsuzluğuydum ben
Kimdim?

Ve aklımın içindeki sen, biraz daha şimdi ben
Uzaklaştıkça geçecek sandığımız her şeyin imla hatası
Ve bizatihi seninle hiç binemediğimiz o sonsuz tren
Üstelik makinist de ben yolcu da ben
Bulanık jiletler ve eksik bir kompartıman perdesi
Sense şizofren bir kondüktörsün vagonsuzluğuma
Ne Mayıs'ımız kaldı ne de Şubat dargınlığımız
Elimden tutuyor gibisin aynada hadi uyan
Şimdi beni bırak raylara ya da
Artık dilim dönmüyor raylarda ben varım makinist, düdük çal...

Ali Özmen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder